B kızımda, durup dururken fibrosarkom oluştu. Bir nedeni
vardır, ama bunları başka zamana bırakalım.
Elime ilk olarak Ocak ayında (hatta sanırım 19 Ocak) geldi.
Karnının sağ tarafında kuru nohut büyüklüğündeydi. Veterinere gösterdim,
konuştuk değerlendirdik, beklemeye karar verdik. 2 hafta içinde haşlanmış
nohut büyüklüğüne gelince, hem de biyopsi yerine kolay bir şekilde, lokal
anestezi ile aldı veterinerimiz. Patolojide fibrosarkom çıktı. Kızımda
gerçekten kötücül bir kanser gelişimi beklemediğimden, telaşlanmadan olayı
seyrine bıraktık. Bir yandan da enerji ve reiki çalışmalarına başladım. Belki de çok düzenli yapmadım o ara,
rahatlığımdan. Bir süre hiç bir şey oluşmadı. Ama operasyondan yanılmıyorsam
1,5 hafta sonra yeniden bir şeyler oluşmaya başladı.
Neyse bu giriş bölümü. Benim aydınlanmam bundan sonra
başlıyor.
Haziran ortasında az daha ikinci defa ameliyat ediyorduk
kuzuyu. Ama ameliyat öncesi testte (bunu ihmal etmeyin kesinlikle yaptırın) kan
değerleri, safra kesesi ile ilgili olanlar, iyi çıkmadığından (biri düşük biri yüksek) veterinerimiz
ameliyattan vazgeçti. Ben bu olaya, B kızımın direnişinin başlangıcı diyorum. İşte
o aşamada yırttı!.. Ben bunun böyle olduğunu şimdi anladım, nerdeyse 2 ay
sonra..
Ama o zaman aydınlanmamıştım ve 2 haftalık bir Ursofalk
tedavisinden sonra az daha yeniden ameliyatı deneyecektim. Bir şeyler oldu,
engeller çıktı vs vs. Sonunda fakülteden randevu aldıktan sonra son anda
jetonu düşen ben, cerrahi müdahalenin doğru çözüm olmayabileceğini anladım, vazgeçtiğimi söyleyip ameliyatı iptal ettirdim. Ohhhh..
Nasıl da rahatladım!..(Bunun gerçeken doğru bir karar olduğunu sonra öğrendim).
2. ameliyat girişiminden yaklaşık 2 ay sonra, geçen
hafta bir noktada yalaması sonucu kanserli hücrelerin olduğu bölgede bir açılma
oldu. Onun üzerine oturup okumaya başladım.
O 2 ay boyunca sık sık enerji verdim ama başka da bir şey
yapmadım. Haa.., Ankara’daki evden alıp Çeşme’ye getirdim. Bahçeye saldım. Çok
mutlu oldu, birlikte siteyi, parkları, diğer evlerin bahçelerini gezdik. Az
hareketi ve dışarıda çoğunlukla iyi bir konum bulup oturması dikkatimi çekmeye
başladı böylece..
Burada, bu süreçte ulaştığım bilgileri ve BiBi kızım üzerindeki
sonuçlarını anlatacağım. Zerdeçal, keten tohumu, elma sirkesi, vitamin C ve
beta glukan takiyesi, hatta kudret narı ve deve dikeni bile karşıma çıktılar.. Kudret
narı öncelikle salkımında meyve olarak Datça’da karşıma çıkınca bir anda
anlamadım, ama sonra bağlantıları kurabildim!. :)
Bütünsel şifa ve destekleyici doğal maddelerle o kadar
güçlüyüz ki aslında. Bunu bilmek ve kullanmak zamanı herhalde.. Kızım muhteşem
bir Bombay, zaten büyücüdür. E, bende de biraz şifacılık var sanırım. Bunları
biraz araştırma ve bilgiyle destekleyerek kuzumdaki hızlı büyüyen, aşırı telaşlı,
DNA’sı deforme olmuş hücrelerin büyümesini durduracak ve mevcut hücrelerin de
yokolmasını sağlayacağız.
Detaylarına bir sonraki yazıda girmek üzere şimdilik şunu
söyleyim. Yaşam çok güzel ve sürekli akıyor. İlgi, sevgi, özen ve dolu dolu
yaşanmak istiyor. Aklınıza gelen şeyi anında yapmanınızı istiyor. Yaşadığımız
şeyleri iyice anlayabilmek, görebilmek, karşısında ne yapmamız gerektiğini sorgulamak,
sezmek ve elbette harekete geçmek önemli.
BiBi kızıma bana bunu hatırlattığı için çok çok teşekkürler.
Boynundaki “elizabet” (yakalık) yüzünden
bana biraz gönül koysa da, onun müthiş direncine ve halden anlamasına,
gerektiğinde, dinlersem duyacağım şekilde, derdini bana kibar kibar gösterebilmesine
hayranım.. Yardım istemeyi de bilmeli.
Yettim Kuzum, geldim yardımına..Diren BB!!