Orman bir bütün sistemdir. Adeta bir üst organizmadır. Ağaçlar, ağaçların gördüğümüz kısımları ormanın sadece üst örtüsüdür.
Ağaç yer yüzü ile gökyüzü arasında eşsiz bir köprüdür. Ağaç
gövdesinde sürekli madde dönüşümleri ve akımları olur. Havadan aldığını
dönüştürerek toprağa, topraktan aldığını dönüştürerek gövdesine ve havaya
verir. Tüm süreç boyunca bütün elementler değişik şekillerde atom ve organ
ölçeğinde yeniden düzenlenerek yaprak, filiz, çiçek, gövde, meyve ya da oksijen
olurlar. Ağaçlar simyacı gibidir.
Ağaçların kökleri toprağın derinliklerine
2-2,5 mt kadar indiği gibi kendi aralarında benzersiz bağlar kurarlar. Birbirleriyle
iletişim halindedirler. Hangi bireyin ne derdi var, stres altında mı bilirler.
Analize dayalı bilimin kimyasal salgılar üzerinden gözlemlemeye başladığı bu
süreçte, bir maddeye ihtiyacı olan bir ağaç bireyine ihtiyacı kökler yoluyla
sağlanır.
Orman çok türlüdür. Tek türün hakimiyeti yoktur. Tek tür tek başına yeterli olamaz. Eğer farklı türlerden oluan bir dayanışma sistemi oluşmuşsa orman varlığını sürdürebilir. Aynı insan ürünün dahil olduğu toplumlar gibi.
Ağaçlar da çok türlü
olduğu zaman olgun ve yetişkin bir orman görürüz. Sadece çam ormanı, sadece
meşe ormanı değil, karışık türlerden oluşan orman ekosistemleri çok daha olgun
ve dayanıklıdır.
Bazı ağaçlar öncüdür. Kendi başlarına kalıp bir yere gidip
yeni bir yerleşim kurabilirler. Titrek kavak (Poplusu tremula) ve akasya
türleri gibi. Hem tohumlarının taşınması ve filizlenmesi buna uygundur, hem de
gidip yerleştikleri bölgeyi diğer türler için uygun hale getirirler. Topraktaki
azotu bağlarlar, toprağı tutarlar, nemi tutarlar, rüzgârı keserler, toprak için
organik madde üretirler. Arkalarından gelecek daha farklı beklentileri olan
türlere ortam hazırlarlar..
Doğal ve olgun bir orman insan eliyle yapılamaz. İnsan eliyle başlatılan ormanların yetişkin bir orman karmaşıklığına erişmesi çok uzun zaman alır.
Ormanlarda ağaçlardan başka pek çok tür yaşar. Aynı tüm
sağlıklı toplumlarda olduğu gibi. Bu farklı türler birlikte yaşarken kendi
yaşamlarını da en güzel şekilde sürdürürler. Tek başlarına bulamayacakları
gıdaya, havaya, suya birlikteyken erişebilirler. Birinin dışkısı öbürünü
gıdası, birinin çok rahat eriştiği ve pek kullanmadığı şeyler diğeri için
hayati önemde tamamlayıcılar olur.
Mantarlar, dünyadaki canlı yaşamının varolmasını ve ekolojik
döngülerin devamlılığını sağlayan müthiş ve kocaman bir âlemi oluştururlar.
Hayvanlar âlemi, bitkiler âlemi gibi mantarlar da bilimsel sınıflandırmada üst bir
gruptur. Doğadaki dönüşümün çok önemli bir bölümü onlar yapar. Mantarların
toprak üstünde görünür olan parçaları onların sadece meyvesidir. Toprak
altında, misel denen binlerce yaşayan bir organizmadır mantarlar. Ağaç
kökleriyle birarada varolurlar. Hele bir de
toprak altı mantarları var ki, meyveleri / yumruları da toprağın altında
olanlar, onlar ağaç toplumlarıyla müthiş bir birlik içindedirler. Hangi bireyin
neye ihtiyacı varsa, artık magnezyum, demir ne gerekiyorsa, onu topraktan dönüştürüp
o ağaç bireye sunarlar. Mantar âleminin ana gövdesi olan misel çok uzun ömürlü
olmakla beraber fiziksel olarak dağıtırsanız, toprağı alt üst ederseniz, o değerli
misel dokusunu kaybedersiniz.
Kuşlar ormandan hem beslenir hem de ormanın varlığını
sürdürmesine katkı verirler.
Orman
ekosistemi ve oluşturduğu toprak tabakası suyun döngüsü için vazgeçilmez bir
sünger tabakasıdır.
Yağmur veya kar olarak yağan su ağaçların yapraklarına ve
toprağa ulaşır. (Bir ormandaki ağaçların üst örtüsünün yüzey genişliğinin,
yağmurun yağdığı, suyun temas ve nüfuz ettiği yüzeyin orman zemininin üç katı
olduğu söyleniyor). Bitki gövdelerine ve toprağa ulaşan su yavaşlar, ağır ağır
süzülür. Hemen ilk temas ettiklerinin su ihtiyacını karşılar. Fazlası yavaş
yavaş yeraltına iner. Yeraltı suyu en temiz, en nitelikli sudur. filtrelenmesi
tamamlandığında ve uygun topoğrafik yolu bulduğunda kaynak olarak yeryüzüne
çıkar. "Kaynak", adı üstünde yaşam kaynağı..
Orman ekosistemi tüm bu ilişkilerle bulundukları bölgede iklimi etkiler ve yerel olarak daha ılıman, daha rutubetli ve yaşama uygun bir iklim yaratır.
Orman ekosistemi ile ilgili söylenebilecek çok şey var. Burada yazılabileceklerden, benim bilgi dağarcığımdan ve algı sınırlarımdan çok daha fazla. Ama belki de en önemlisi, halen çok az biliniyor olması. Aslında tüm doğal sistemler gibi sadece görünür, gözlemlenebilir kısımlarına dair bilgilerimiz var. Sürekli yeni şeyler öğreniliyor, belgelenebiliyor. Yani orman ekosistemine ya da doğal olarak varlığını sürdürmekte olan herhangi bir ekosisteme dışarıdan bir şey yaptığımızda hoyratlığımızın ölçüsünü bile anlamadığımızı düşünüyorum.
Ve siz, ağaç kesildiği zaman sayı üzerinden bir hesap vermeye çalışıyosunuz. "Daha fazlasını dikeriz!".. Bin ağaç.. Nedir ki? Biz on bin ağaç dikeriz!
Ağaç kesildiği zaman, yokedilen orman sisteminin bütünüdür. Kesilen
ağaçların sayısı ile bundan sözedilemez. Her orman ekosisteminin büyüklüğünden
bağımsız olarak bulundukları daha geniş çevreye kendilerine özgü eşsiz katkıları
vardır.
Yokedilen bütün bir sistemdir, üç beş ağaç değil..
Öneri Kaynaklar
Barutçiyan,
Jilber; Türkiye'nin Mantarları 1,
Oğlak Yayıncılık, İstanbul, 2012
Çepel, Prof. Dr. Necmettin; video Orman Ekosistemi, 2011
Çepel, Prof. Dr. Necmettin; video Orman Ekosistemi, 2011
Ülgen, H. ve U. Zeydanlı, ed. 2008. Orman ve Biyolojik Çeşitlilik. Doğa Koruma Merkezi. Ankara. http://eski.dkm.org.tr/tr/orman_icindekiler.html (13.12.2014)